Bu tabloyu ressamımız, Alfred Tennyson tarafından yazılan ''The
Lady of Shalott'' şiirinden ilham alarak yapmıştır. Elaine'in Shalott'tan
Camelot'a
olan ölüm sonrası yolculuğu anlatılmaktadır.
Şair Alfred Tennyson
Öncelikle bu tabloya ilham veren şiirler Alfred
Tennyson adlı bir şairin Kral Arthur
efsanesine dayanarak yazdığı eserlerdir. Bu şiirlerde Elaine'nin hikayesi de
anlatılır. Camelot Kralı Arthur’un hikâyeleri, 5. yüzyıl sonları 6. yüzyıl
başları Britanya’sında geçer. Kral Arthur Britanya'da bir çok mite konu
olmuştur. Genellikle ön
raffaeloculuk akımında bu mitlerin resmedilmiş halini görebilirsiniz. Elaine Hanım'ın hikayesi de bahsi geçen mitlerde
şöyle anlatılmaktadır.
Hanım kızımız,
Camelot’a doğru akan nehrin ortasındaki Shalott adasında yer alan dört kuleli
bir şatoda yaşamaktadır. Nedendir bilinmez üzerinde bir lanet vardır. Burada
hapis hayatı yaşamaktadır. Boş vakitlerini dokuma yaparak geçirmektedir. Hoş
boş vakitten bol ne var kızımızda. Yalnız
bir kural vardır. Dış dünya ile iletişimini yalnızca ona dışarıyı gösteren
kuledeki aynasından bakarak yapması gerekmektedir. Çünkü çıplak gözle bakarsa
ölecektir. Bir gün bir bey şarkı söyleyerek yoldan geçer bu da bizim esas
oğlan Lancelot'tur. Kızımızın kalbi küt küt olur koşarak pencereden dışarı
bakar. Lancelot'a aşık olur. Aman Allah'ım o da ne dış dünyaya yalnızca
aynasından bakması gerekiyordu çıplak gözle bakmak yasaktı. Oysaki Lanet böyle
söylemişti ona. Pencereye koşup dışarı baktığında ayna çatlar ve lanetlendiğini
anlar. Bunun üzerine Lancelot'a ulaşabilmek için bir kayığa binip nehri geçerek
Camelot'a ulaşmaya çalışır. Bu, aynı zamanda ölüme doğru bir yolculuktur. Çünkü
üzerindeki lanet sebebiyle kayığı şehre ulaştığında Elaine Hanım
ölür. Lancelot Bey'in bu durumdan haberi yoktur. Hatta rivayete göre
Lancelot Bey, kayığın başına toplanmış insanları görünce gider bakar ve
ne hoş bir yüzü varmış rahmetlinin der.
Alfred Tennyson Bey
demiş ki ben bu hikaye ile insanımızın kendisini toplumdan soyutlamasının
yanlışlığını dile getirmek istedim. Valla bu mesajı çok zorlama geldi bana ama
şaire hürmetten bu konuya pek girmeyeyim ben.
Şimdi gelelim
ressamımız durup dururken niye bu tabloyu yaptığına.
Toby
Edward Rosenthal Amerika asıllı Almanya'da akademide eğitim görmüş bir
sanatçıdır. Münih Abd arası gel gitler yapmaktadır. Kendisi çeşitli sanat
komisyonlarında çalışmıştır. Zengin San
Francisco'lu bir tüccar olan Tiburcio Parrott'ın komisyonunda da
çalışmıştır. Bu bey ressamımızdan yuvarlak masa şövalyelerinden olan
Lancalot'un aşkından ölen Elaine ile ilgili bir tablo yapmasını istemiştir.
Ressamımız başlangıçtaki fiyatın aksine resminin fiyatını arttırınca aralarında
tartışma çıkmıştır. Zaten tablo bitince de başkasına satmıştır. Hatta bu
olay Londra Times, San Francisco ve Berlin gazetelerinde de çıkmış halk
tarafından da duyulmuştur. Yani tablo oldu mu size magazin figüru. Tabloyu Kate
Johnson adında biri satın alıyor. O dönem Kraliyet Prensi Frederick William da
tabloyu almak istemiş ancak sahibi Kate Johnson bunu reddetmiştir.
Resim sonunda 1875 San Francisco da
sergileniyor. Fakat o da ne!! Hayal kırıklığı Elaine'in yüzü belirsiz, teknenin
hareketi gerçekçi bulunmuyor falan. Hatta resim saldırıya uğruyor. Çerçevesi
zarar görüyor. Neyse sonuç olarak tablo meşhur oluyor onuruna kulüpler kurulup, valsler
oluşturuluyor. Arthur
mitlerinden bu şiirin yer aldığı kitapların satışı da o dönem artıyor. Son olarak Shalott Leydisi Elaine için yazılan bir Loreena McKennit şarkısı ile yazıyı bitirelim. Dileyenler linkten şarkıyı dinleyebilirler. Sevgiler...
”Who is this?
And what is here?
And in the lighted palace near
Died the sound of royal cheer;
And they crossed themselves for fear,
All the Knights at Camelot;
But Lancelot mused a little space He said, “She has a lovely face; God in his mercy lend her grace, The Lady of Shalott.”
Yorumlar
Yorum Gönder